Ürgüp'te Temenni tepesinde bulunan Ürgüp Temenni Büyükakten Yeraltı evinde Bağ Bozumu etkinliği düzenlendi. Düzenlenen etkinliğe katılan Ürgüp Kaymakamı Mehmet Maraşlı misafirler ile birlikte çizmeleri giyerek Şırahane de bulunan üzümleri çiğneyerek şırasını çıkardılar.
Ürgüp yöresine uygun şekilde ezilen üzümlerden çıkan şıralardan pekmez yapıldı. Etkinliğe katılan misafirlere pekmez ve odun ateşinde pişirilen el emeği gözlemeler pişirilerek ikram edildi. Tandır yakılarak ekmek yapıldı ve misafirlere uygulamalı olarak pratik yaptırıldı. Etkinliğe katılan misafirler Ürgüp yöresine ait gelenek ve görenekleri yaşatan Büyükakten ailesine çok teşekkür ederek etkinliğin çok harika ve neşeli bir şekilde geçtiğini, unutulmayacak anları yaşadıklarını ifade ettiler.
Ürgüp'e geldiğinizde Temenni Büyükakten Yeraltı Evine uğramadan dönmeyin. Çünkü gözünüz arkada kalır...
ÜRGÜP’lü olmak ZOR! / "Emekli Öğretmen Yüksel Büyükakten kaleminden"
40 km ötedeki Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirlerini kıskanırım, ÜRGÜP’ün her tarafı yeraltı şehri iken.
10 km ötedeki Maccan’ı (Avcılar –yeni adıyla Göreme’yi) kıskanırım. Kimin aklına geldi de adlarını Göreme olarak değiştirdiler diye. 15 km ötedeki Avanos’u kıskanırım. Yöreye gelen herkesi bedava çanak çömlek gösterisi nedeniyle Avanos’a çekebildikleri için.
1950’ leri hatırlıyorum. Turizmin merkezi ÜRGÜP, ORTAHİSAR VE GÖREME. Aradan geçen 70 yılda ne oldu da ÜRGÜP kenarda kaldı? 1960’larda Nevşehir Lisesi’nde okuyan 10-15 Ürgüplü öğrenciydik. Havamızdan geçilmezdi. Ürgüp’e söz söyletmezdik. Herkes Ürgüplülerin birbirine bağlılığına ve Ürgüp sevgisine gıpta ederdi.Başkalarının yapmadıkları ya da ihmallerini sıralamak beni rahatlatmıyor. Ben Ürgüplü olarak ne yapmalıyım diye yola çıktım.
2005 yılında o zamanki belediye başkanımız Sayın Bekir Ödemiş, TEMENNİ’yi ücretsiz girilebilen, temiz ve oturup çay içilebilir bir mekan haline getirmemi istediğinde, Tamam dedim. TEMENNİ TEPESİ’ni 50 TL aylık kirayla 20 yıllığına kiraladım.Karı koca Büyükakten’ler olarak işimiz Sakarya’daydı. Ama Ürgüplüydüm. Kendimizi emekli ettik. Özel okullarımızı kiraya verip Ürgüp’te ne yapabileceğimizi düşünmeye başladık.
Ürgüplü gençlerimizin (özellikle kızlarımızın) üniversiteye devam etmelerini özendirmek istedik. Başlangıçta 40 gencimizle başladık. Ama karşılıksız burs vermeyecektik. Bütün gençler yaz aylarında Temenni Tepesi’nde 1 ay sigortalı olarak çalışacaklardı. Öğrencilerden çalışamayanların yerine anneleri çalışacaktı. Tandır yakacak, ekmek pişirecek ya da halı dokuyacaktı. TEMENNİ’yi düzenleme çalışmalarına başladığımızda sevgili Mustafa KAYA hep yanımızdaydı. Bir sohbetimizde ÜRGÜP’te neden TÜNEL TURİZMİ başlatmıyoruz? Hemen hemen her ev tünellerle birbirine bağlı demişti. TEMENNİ’ye gelen herkes kaya delikleri göstererek “buralarda insanlar yaşamış mı ?” diye soruyordu. 2012’de Temenni Tepesi’nde benim yapabileceğim bir şey kalmamıştı. Temenni’ye bitişik 3 parsel arsayı satın aldım. Bunlardan biri benim lisede okumamı sağlayan babaannemin 1920’lerde 4 çocuğuyla birlikte yaşadığı KAYA DAM ‘dı. 1959’da bir Pazartesi sabahı pazarcıların kamyonuyla Nevşehir’e liseye giderken babaannemle bir trafik kazası yaşadık. Babaannem 2 ay kendine gelemedi ve vefat etti. Ona vefa borcum vardı. Çocukluğumda babaannemin 4 çocuğuyla birlikte kaya damda yaşadığı sıkıntılarla ilgili anlattıkları hep aklımdaydı.
2012’de bu üç parselin üzerindeki toprakları temizleme izni aldık. 700 traktör toprak temizleyince yeraltında tünellerle birbirine bağlı 7 KATLI YERALTI EVİ ortaya çıktı.Ben bu çalışmaları yaparken gelen arkadaşlar “DELİ MİSİN?” buraya harcadığın paralara yazık değil mi diyorlardı. Adımız “ ÜRGÜP’ün DELİSİ ”ne çıkmıştı. Herkes restoran açarken, ben toprakları temizleyince ortaya çıkan TANDIR BAŞI’nda oturup hayaller kuruyor. Tandırda her hafta Salı günleri ekmekler, yemekler pişiyor ve yalnız yaşayan Ürgüplü yaşlılara dağıtılıyordu. (Laf aramızda 40 yalnız yaşayandan 35 i kadındı. Onlarla bir araya geldiğimizde “Herifleri öldürmüşsünüz siz yaşıyorsunuz” diye takılıyordum.
TEMENNİ TEPESİ giriş kapısının hemen bitişiğindeki kapıdan girilen alt katlara tünelle inilen bu evde 100 yıl önceki koşullarda yaşanılan bir ÜRGÜP EVİ’ni insanların gezebileceği hale getirmeyi planladık. 5 yıldır zaten tandırlar yanıyor. Kuzulukta koyunlarımız ve AHIR SEKİSİNDE ben yaşıyordum. Evde yemekler ocakta pişirilecek elektrik kullanılmayacaktı. Gaz lambaları ile çocukluğumdaki günleri yaşayacaktık. Bir odasında halı dokunan, ahırında inek beslenen, şirehanelerinde üzüm çiğnenen, pekmez kaynatılan YAŞAYAN ÜRGÜP EVİ yavaş yavaş hayata geçiyordu. Herkes butik otel yaparken ben bunlarla uğraştığım için “ÜRGÜP’ün DELİSİ” lakabım iyice tescillendi. Bundan sonrası kolaydı. SARACIN DELİ MEMET’in bayrağını yerde bırakmayacaktım.
“DELİDİR NE YAPSA YERİDİR” sloganım oldu. 29 Aralık 2016’dan itibaren günün belli saatlerinde “ÜRGÜP- TEMENNİ BÜYÜKAKTEN YERALTIEVİ”
“YEDİKAT YERALTINDA YEDİBİN YILLIK YAŞAM KÜLTÜRÜ “ ( 5 Y – 1 K )
Sloganıyla ücretsiz olarak ziyarete açtık. Kapadokya yöresinin içinde 100 yıl önceki koşullarda yaşanılan tek yeraltı evi iddiasıyla yola çıktık. Şimdi içinde 10 kişilik bir ailenin yaşadığı Ürgüp Evi’nin Ürgüp’e bir farklılık katmasını umuyoruz.
Yeraltı tünelleriyle TEMENNİ’den KAYAKAPI’ya, SİVRİTAŞ ‘a ya da YUNAK MAHALLESİ’ne geziler düzenleyeceğimiz günleri hayal ediyorum. ÜRGÜP’ÜN KAPADOKYA’NIN KALBİ olduğunu tekrar herkesin bilmesini sağlamak üzere tüm Ürgüplülerin yapabilecekleri bir şey olduğunu düşünüyorum. Hoşçakalın. Yüksel BÜYÜKAKTEN / Emekli Öğretmen
40 km ötedeki Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirlerini kıskanırım, ÜRGÜP’ün her tarafı yeraltı şehri iken.
10 km ötedeki Maccan’ı (Avcılar –yeni adıyla Göreme’yi) kıskanırım. Kimin aklına geldi de adlarını Göreme olarak değiştirdiler diye. 15 km ötedeki Avanos’u kıskanırım. Yöreye gelen herkesi bedava çanak çömlek gösterisi nedeniyle Avanos’a çekebildikleri için.
1950’ leri hatırlıyorum. Turizmin merkezi ÜRGÜP, ORTAHİSAR VE GÖREME. Aradan geçen 70 yılda ne oldu da ÜRGÜP kenarda kaldı? 1960’larda Nevşehir Lisesi’nde okuyan 10-15 Ürgüplü öğrenciydik. Havamızdan geçilmezdi. Ürgüp’e söz söyletmezdik. Herkes Ürgüplülerin birbirine bağlılığına ve Ürgüp sevgisine gıpta ederdi.Başkalarının yapmadıkları ya da ihmallerini sıralamak beni rahatlatmıyor. Ben Ürgüplü olarak ne yapmalıyım diye yola çıktım.
2005 yılında o zamanki belediye başkanımız Sayın Bekir Ödemiş, TEMENNİ’yi ücretsiz girilebilen, temiz ve oturup çay içilebilir bir mekan haline getirmemi istediğinde, Tamam dedim. TEMENNİ TEPESİ’ni 50 TL aylık kirayla 20 yıllığına kiraladım.Karı koca Büyükakten’ler olarak işimiz Sakarya’daydı. Ama Ürgüplüydüm. Kendimizi emekli ettik. Özel okullarımızı kiraya verip Ürgüp’te ne yapabileceğimizi düşünmeye başladık.
Ürgüplü gençlerimizin (özellikle kızlarımızın) üniversiteye devam etmelerini özendirmek istedik. Başlangıçta 40 gencimizle başladık. Ama karşılıksız burs vermeyecektik. Bütün gençler yaz aylarında Temenni Tepesi’nde 1 ay sigortalı olarak çalışacaklardı. Öğrencilerden çalışamayanların yerine anneleri çalışacaktı. Tandır yakacak, ekmek pişirecek ya da halı dokuyacaktı. TEMENNİ’yi düzenleme çalışmalarına başladığımızda sevgili Mustafa KAYA hep yanımızdaydı. Bir sohbetimizde ÜRGÜP’te neden TÜNEL TURİZMİ başlatmıyoruz? Hemen hemen her ev tünellerle birbirine bağlı demişti. TEMENNİ’ye gelen herkes kaya delikleri göstererek “buralarda insanlar yaşamış mı ?” diye soruyordu. 2012’de Temenni Tepesi’nde benim yapabileceğim bir şey kalmamıştı. Temenni’ye bitişik 3 parsel arsayı satın aldım. Bunlardan biri benim lisede okumamı sağlayan babaannemin 1920’lerde 4 çocuğuyla birlikte yaşadığı KAYA DAM ‘dı. 1959’da bir Pazartesi sabahı pazarcıların kamyonuyla Nevşehir’e liseye giderken babaannemle bir trafik kazası yaşadık. Babaannem 2 ay kendine gelemedi ve vefat etti. Ona vefa borcum vardı. Çocukluğumda babaannemin 4 çocuğuyla birlikte kaya damda yaşadığı sıkıntılarla ilgili anlattıkları hep aklımdaydı.
2012’de bu üç parselin üzerindeki toprakları temizleme izni aldık. 700 traktör toprak temizleyince yeraltında tünellerle birbirine bağlı 7 KATLI YERALTI EVİ ortaya çıktı.Ben bu çalışmaları yaparken gelen arkadaşlar “DELİ MİSİN?” buraya harcadığın paralara yazık değil mi diyorlardı. Adımız “ ÜRGÜP’ün DELİSİ ”ne çıkmıştı. Herkes restoran açarken, ben toprakları temizleyince ortaya çıkan TANDIR BAŞI’nda oturup hayaller kuruyor. Tandırda her hafta Salı günleri ekmekler, yemekler pişiyor ve yalnız yaşayan Ürgüplü yaşlılara dağıtılıyordu. (Laf aramızda 40 yalnız yaşayandan 35 i kadındı. Onlarla bir araya geldiğimizde “Herifleri öldürmüşsünüz siz yaşıyorsunuz” diye takılıyordum.
TEMENNİ TEPESİ giriş kapısının hemen bitişiğindeki kapıdan girilen alt katlara tünelle inilen bu evde 100 yıl önceki koşullarda yaşanılan bir ÜRGÜP EVİ’ni insanların gezebileceği hale getirmeyi planladık. 5 yıldır zaten tandırlar yanıyor. Kuzulukta koyunlarımız ve AHIR SEKİSİNDE ben yaşıyordum. Evde yemekler ocakta pişirilecek elektrik kullanılmayacaktı. Gaz lambaları ile çocukluğumdaki günleri yaşayacaktık. Bir odasında halı dokunan, ahırında inek beslenen, şirehanelerinde üzüm çiğnenen, pekmez kaynatılan YAŞAYAN ÜRGÜP EVİ yavaş yavaş hayata geçiyordu. Herkes butik otel yaparken ben bunlarla uğraştığım için “ÜRGÜP’ün DELİSİ” lakabım iyice tescillendi. Bundan sonrası kolaydı. SARACIN DELİ MEMET’in bayrağını yerde bırakmayacaktım.
“DELİDİR NE YAPSA YERİDİR” sloganım oldu. 29 Aralık 2016’dan itibaren günün belli saatlerinde “ÜRGÜP- TEMENNİ BÜYÜKAKTEN YERALTIEVİ”
“YEDİKAT YERALTINDA YEDİBİN YILLIK YAŞAM KÜLTÜRÜ “ ( 5 Y – 1 K )
Sloganıyla ücretsiz olarak ziyarete açtık. Kapadokya yöresinin içinde 100 yıl önceki koşullarda yaşanılan tek yeraltı evi iddiasıyla yola çıktık. Şimdi içinde 10 kişilik bir ailenin yaşadığı Ürgüp Evi’nin Ürgüp’e bir farklılık katmasını umuyoruz.
Yeraltı tünelleriyle TEMENNİ’den KAYAKAPI’ya, SİVRİTAŞ ‘a ya da YUNAK MAHALLESİ’ne geziler düzenleyeceğimiz günleri hayal ediyorum. ÜRGÜP’ÜN KAPADOKYA’NIN KALBİ olduğunu tekrar herkesin bilmesini sağlamak üzere tüm Ürgüplülerin yapabilecekleri bir şey olduğunu düşünüyorum. Hoşçakalın. Yüksel BÜYÜKAKTEN / Emekli Öğretmen